İbrahima YATTARA

Futbolla ilgilenipte Yattara adını duymayan çok nadir insan vardır sanırsam. Çok yetenekli bir futbolcu, topu her aldığında insan ne yapcak diye düşünüyor. Canlı gözlerle izlemek çok daha keyif veriyor. O bir efsane o bir YATTARAAAA OOOOoooOOOO İbrahim YATTARAAAAA OoooOOOooo İbrahim Yattaraaaa…

Bulduğum bu güzel videoyu sizlerle paylaşmak istiyorum, yapan arkadaşın ellerine sağlık.


Click here for more free videos

Kriz Döneminde Tasarruf Yöntemleri.

Dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz etkilerini ülkemizde de gösteriyor. Özellikle son zamanlarda bu etki giderek artmış durumda. Dünyanın en büyük firmaları bile küçülmeye gidiyor. Her geçen gün işsizlik artacak, iş yerleri kapanmaya başlayacak, ayakta kalmak ise gerçek anlamda çok zor. Gelirin neredeyse olmadığı bu dönemde, tasarruf yapmaktan başka bir çaremiz yok. Malesef ülke olarak çok fazla har bulup harman savuruyoruz; fakat bugünlerin sonuna gelindi hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ! Kendimce bir kaç tasarruf yöntemini sizlerle paylaşmak istedim.

  1. Su şuanda giderlerimizin en azını oluşturuyor diyebiliriz ama bu tasarruf yapmayacağız anlamına gelmez. Artık çoğu evdeki musluklar çevirerek değil yukarı doğru ittirilerek suyu açıp kapatıyor. Hemen hemen herkes bu muslukları pat diye en üst seviyede açıyor ve el yıkamak için ciddi şekilde su gideri oluşuyor. Kimimizde refleks olarak en üst seviyede açıp sonra ayarlamaya çalışıyoruz ki; ayarlamak için geçen sürede zaten akan su boşuna gidiyor. En mantıklısı musluğu açarken gayet kontrollü bir şekilde açıp işimizi görmek. Birde yıkanırken suyu en sonuna kadar açmak hiç bir anlama gelmiyor ! Suyun çoğu boşa akıp gidiyor.
  2. Elektrikten tasarrufun başında şüphesiz tasarruflu ampüller geliyor. Klasik Akkor Flamanlı lambalarda enerjinin %95 lik kısmı ısıya dönüşüp kayboluyor. Bu nedenle tasarruf ampulleri çok daha düşük enerjiyle çok daha iyi aydınlatma yapabiliyor. Özellikle evindeki sıcak su ihtiyacını Termosifonla sağlayan kullanıcılara şu tavsiyeyi yapmak istiyorum, sıcak su akacak olan musluğu eğer en üst seviyede açarsanız, akacak olan suyun sıcaklığı düşecek, termosifon içindeki su miktarı azalacağı için yerine dolan soğuk su ısıtılmak amacıyla termosifon yeniden çalışmaya başlayacak ve aşırı derecede SU ve ELEKTRİK israfı olacaktır ve suyun ısısını ayarlamaya çalışırken de ayrıca kayıplar meydana gelecektir.
  3. Hem cep telefonu hemde ev telefonumuz varsa, arama yaparken arayacağımız numaranın hangisinde daha karlı olduğuna güzel karar vermeliyiz. Şunu unutmayın ki sabit telefonagelen ücreti de kendi cep telefonunuzun ücretinide siz veriyorsunuz. Genelde direk sabit telefona saldırıyoruz,  nedeni de sessiz sakin köşede durmasıdır diye düşünüyorum :)

Daha detaylı tasarruf yöntemleri için buyrun bunları okuyun..

//
Küresel ekonomik krizin etkilerinin hissedilmeye başlandığı son
günlerde, enerjiden gıdaya kadar her alanda tasarruf yapılması zorunlu hale
geldi. Elektrik ve doğalgaza da yapılan son zamlar faturaları da iyice şişirdi.
Elektrikte dokuz aylık artış yüzde 65’i, doğalgazda ise yüzde 50’yi geçti.

Basit önlemler sayesinde aylık 300-400 YTL’yi bulan elektrik, su ve doğalgaz
faturası 200 yeni liraya düşebilir.

AA muhabirinin Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) yayınlarından derlediği
bilgilere göre, kullandığı enerjinin yüzde 25’ini tasarruf edebilecek
potansiyele sahip olan Türkiye’de bu oran konutlarda yüzde 35’e kadar ulaşıyor.

Enerji tüketiminde yüzde 25 oranındaki tasarruf ise 11 milyon 500 bin ton
petrole karşılık geliyor. Konutlarda ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin
yüzde 35’i israf ediliyor. Bu oran tasarruf edildiğinde 100 YTL’lik bir fatura
65 YTL’ye kadar düşebiliyor.

Akkor flamanlı 100 wattlık normal bir ampulle bir ailenin aylık tüketimi 100
kilowatsaate (kwh) ulaşırken, aynı ışığı veren kompakt fluoresan ampul
kullanıldığında aylık tüketim 20 kilowat saate kadar düşebiliyor.

Türkiye’de tüketilen toplam elektrik enerjisi içinde aydınlatmanın payının yüzde
25 civarında olduğu düşünüldüğünde, ülke genelinde 1 milyar 120 milyon
kilowatsaat elektrik tasarruf edilmiş oluyor.

Konutlarda alınacak küçük tasarruf tedbirleri ile faturaların düşmesi
sağlanabiliyor. Örneğin, elektrik ocaklarında kullanılan tencere çapının ocak
çapından büyük olması yüzde 30, yemek ısıtmada mikrodalga fırın kullanılması ise
yüzde 60-65 oranında enerji tasarrufu sağlıyor.

Tencere ve tavaları uygun kapaklarla iyi kapatmak buhar enerjisinden yüzde 60
tasarruf edilmesini sağlıyor. Sebze ve patates haşlarken düdüklü tencere
kullanılması ve az su konulması ile yüzde 50-70 oranında enerji tasarruf edilmiş
oluyor.

Fırının pişirme süresinden önce kapatılması halinde 5-10 dakikalık tasarruf
sağlanabiliyor.

Mutfağın gün ışığıyla aydınlatılması yüzde 15, klimaların bakım ve temizliğine
dikkat edilmesi ve 10 yaşından sonra değiştirilmesi ise yüzde 40 tasarruf
sağlıyor.

TASARRUF TEDBİRLERİ

Bir akkor lamba kompakt flüoresan lamba ile değiştirildiğinde aydınlatma
maliyeti yüzde 80 azalıyor.

Odadan ayrılırken lambaların kapatılması, lambaların ve armatürlerin periyodik
olarak bakımlarının yapılması da tasarruf sağlıyor. İyi yapılmayan bakım sonucu
lamba üzerinde biriken tozlar faydalı ışık miktarını azaltıyor.

Duvarlar ve tavanların açık renkli boya ile boyanması, dekorasyon eşyalarının
mümkün olduğunca açık renkli seçilmesi, daha fazla ışığa ihtiyaç duyulan
bölümlerde, çok sayıda düşük güçlü lamba yerine, daha yüksek güçlü tek bir lamba
kullanılması tasarruf sağlıyor.

Zamanlayıcılar, fotoseller veya yaklaşım sensörleri aracılığıyla aydınlatmanın
kontrol edilmesi de enerji tasarrufu sağlıyor.

ELEKTRİKLİ EV ALETLERİ

Buzdolaplarının verimli kullanılması için öncelikle düzenli olarak bakım
yaptırılması, etrafının toz ve hava sirkülasyonunu etkileyici diğer maddelerden
ve ısı kaynaklarından uzak tutulması gerekiyor.

İhtiyaçtan çok büyük bir klima enerji kaybına sebep oluyor. Evin güneş alan
kısımlarının ağaçlarla gölgelenmesi, cam filmleri, pencere ve duvar tenteleri
gibi pasif soğutma yöntemlerinin uygulanması da klimaların soğutma yükünü
azaltıyor ve daha az enerji kullanmalarını sağlıyor.

Evde birkaç tane fırın varsa küçük olanın tercih edilmesi gerekiyor. Çok gerekli
değilse ön ısıtma yapılmaması, yapılsa bile bu sürenin 10 dakikayı geçmemesi
gerekiyor. Mikrodalga fırınlarda pişirme 2-10 dakika, ısıtma ise 10-30 saniyede
gerçekleşiyor. Bu nedenle geleneksel fırınlara göre yüzde 66 daha az elektrik
harcıyor.

Çamaşır makinelerinde çamaşırların ılık suyla yıkanması, durulamanın ise soğuk
suyla yapılması tavsiye ediliyor. Ayrıca, yıkama programlarının tam kapasite
çalıştırılması gerekiyor. Önden yüklemeli makineler ise üstten yüklemeli
makinelere göre daha az enerji tüketiyor.

Bulaşık makinası yerleştirilirken çevresinde en az 5 santimetre boşluk bırakarak
ısınmadan dolayı oluşan sıcak havanın kolayca dağılmasının sağlanması gerekiyor.
Yaz aylarında ısı ve nemi azaltmak için sabah ve akşam saatlerinde yıkama
yapılması öneriliyor.

Elektrikli süpürgesinin torbasının sık sık boşaltılması gerekiyor. Bu işlem,
süpürgenin emme gücünü yükselteceği için daha verimli ve daha çabuk temizlemeyi
sağlıyor. Ayrıca yılda en az bir kez motor bölümü açılıp, buradaki toz ve
pamukçukların temizlenmesi gerekiyor.

Küçük ekranlı televizyonlar büyük ekranlılara göre daha az elektrik
tüketiyorlar. Ses düzeyinin düşük tutulması da elektrik enerjisi tüketimini
azaltıyor.

Saç kurutma işleminin mümkün olduğu kadar havluyla yapılması öneriliyor. Bir saç
kurutma makinasının ortalama 10 dakika çalışması 60 wattlık bir lambanın 3 saat
yanmasına eşdeğer elektrik tüketiyor.

\\

Milliyet.com.tr adresinden alıntıdır.

ATAM SENİ UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ !

Bugün 10 KASIM Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk‘ ün ölümünün 70. yıl
dönümü. Her geçen yıl bir o kadar daha özlemle andığımız Mustafa Kemal
Atatürk’
ümüzün yerini Yüce Yaradan cennet eğlesin.

Dün Trabzon Forum AVM’ de gördüğüm Atatürk’ ün fotoğrafları sergisini
gezerken, fotoğraflar üzerinde yazanları okurken gözlerim doldu, dolmaması da
mümkün değildi. Böyle büyük bir insanın kurduğu, kurtardığı ülkede yaşamak
izinden gitmek büyük bir şeref ve onurdur. ATAM SENİ UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ.

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Bu söz amacı hedefi tek kelimeyle
özetliyor.


Atatürk’ün bilinmeyen fotoğrafları başlığı altında

Milliyet.com.tr
adresini.

Atatürk’ün cenaze töreninden bilinmeyen fotoğrafları başlığı altında
Sabah.com.tr adresini.

Sarışın Bir Kurt: Atatürk başlığı altındaki fotoğraf galerisine ise yine
Sabah.com.tr adresinden
ulaşabilirsiniz.

Ya yoruldum yada yoruluyorum..

Hergeçen gün olaylara karşı verdiğim tepkiler sertleşiyor. Mantıklı düşünememeye başladım, gözlerim ağrıyor ve uykumu hiç alamıyorum. Bunlar yorgunluk belirtisidir diye düşünüyorum. Yaşım çok küçük bu yaşta yorulmamam lazım çok çalışmam lazım diyorum ama sanırım beceremiyorum :S Bilgisayar denilen aletten internet denilen sanal dünyadan bıktım usandım. Eskisi gibi kod yazarken tad alamıyorum istediğim gibi şekillendiremiyorum. Tüm bunların nedeni nazarda olabilir diye düşünüyorum. Bilgisayar sporu olarak eskiden overclock yapardım şimdilerde seo ile uğraşıyorum belkide tekrar overclock felan yapmam lazım veya farklı bir hobi bulmam gerekiyor. Benden size tavsiye işinizi işinizde yapın gece gündüz bilgisayar başında durmayın bir noktadan sonra sosyal yaşantı ve düşünme becerisi köreliyor insanın. Neyse tez zamanda bu dönemi atlatırım inşallah..

Anlayamadığım veya Anlamak istemediğim şeyler..

Neden Varmısın Yokmusun adlı yarışmada 1. Teklif denilen kısım var ?
Mutfak temizleme ürünlerinin reklamlarındaki ortamlar yıllardır temizlenmemiş mi ?
Süper kahramanlar neden hep pencereden girip çıkarlar ?
Filmlerdeki sevenler neden hiç kavuşamazlar ? Sevmek harammıdır ?
İşlemci çekirdekleri hergeçen gün neden artıyor ? Bir süre sonra bunları yiyecezmi ?
Kendi dilimizden daha güzel bir dil varmı ? Eğer hayırsa; neden giderek kurduğumuz cümlelerdeki yabancı kelime sayısı artıyor ?
Yeni doğan çocuklara; Ali, Mehmet, Ayşe, Fatma isimleri değil de; Ayliz, Aysima, Erlik, Beyran gibi asortik isimler koyuluyor ? 3 – 5 sene sonra çocuklara Benjamin, Carlos, Yattara gibi isimler konulmaya başlarsa hiç şaşırmayacağım hatta ilaç isimleri bile gündeme gelebilir :D
Öğrencilere neden herşey ucuzdur, farkları nedir ? Farklarını daha başka yerlerde de onlara hissettirmemiz gerekmezmi ?
Microsoft neden her bilgisayar kullanıcısını programcı yapmak istiyor ?
Devlet dairelerinde neden her işlemi kocaman bir deftere yazıyorlar ? Bu görevi üstlenen insan nasıl oluyorda akşama kadar çok yoruluyorum diyebiliyor ? 8 saat boyunca 50 kayıt yaptığını varsayarsak, ilk okul 4. sınıfa giden küçük kardeşimizin ölmesi gerekiyor..
Para nasıl birşeydir ? Bulduğumuz anda neden harcarız ? Saklamak kötü birşeymidir ?

Bu kısım yanlış anlaşılmasın çevremdeki insanlardan bahsediyorum !
Memurların ve/veya Öğretmenlerin maaşları az ise, nasıl oluyordu hepsinin arabası ve/veya evi olabiliyor ?
Google olmasaydı internet bugün ki konumunda olurmuydu ? Aradığımıza nasıl ulaşırdık ?

Vay anasını be..

Annem bana hep, oğlum iyilik yap denize at derdi, görüyorumda bu devirde çokte geçerli değilmiş bu görüş. Dünya yeryüzüne benim kadar insanlara yardım eden, bildiğini paylaşan bir insan daha gelmemiştir. Fakat son zamanlarda görüyorumki benden aldığıyla bana hava atmaya çalışan arkadaşlarım, kardeşimlerim var. Bir kelime bile öğrettiysem ne mutlu bana, boynuz kulağa geçer ve bundan gurur duyarım; fakat saygısızlık boyutunda fikirlerimi benimsememek beni üzer. Yıllar boyunca sayısız işte edindiğim tecrübeyi, bu işe meraklı arkadaşlarla, kardeşlerimle paylaşmak beni mutlu ediyordu. Maalesef bundan sonra Allah’ ın hiç bir kuluna yardım etmeyeceğim. En ufak çözümü bile söylemeyeceğim. Herkes kendi kafasının çaresine baksın.. Benim bildiklerimi bana Allah’ ın bir kulu öğretmedi bundan sonrada varsın öğretmesin. Sağlıcakla kalın..

Siteler tek tek kapanıyor !

Ülkemizde ki bilgisayarlara, bilgisayar teknolojilerine bakış açısı sanıyorumki diğer ülkelerden birazcık farklı, devletimizinde bu duruma uyması bilgisayar kullanıcılarını çileden çıkartmaya yetiyor vede artıyor ! Son zamanların en popüler davranışı olan site kapatma çığ gibi büyüyor, şuanda buraya bazı insanların görüşlerine davranışlarına ters düşen bişiy yazsam ertesi gün bu siteyide kapatırlar. Umrumda olurmu ? Kesinlikle olmaz.. Herkes Telekom’ u suçluyor fakat Telekom’ un elinde de fazla bişiy olduğunu düşünmüyorum. Emir büyük yerden geliyor çünkü ! Burdaki yazımda dizilerden bahsettim, bu dizilerin hitap ettikleri kesim ve yarattıkları etki web sitelerine oranla katbe kat daha fazla ama ne varki ancak siteleri kapatmaya gücü yeten abilerimizin gücü bu yayınları engellemeye yetmiyor, yetemiyor. İnternetteki içeriği gören gözler bu dizileri veya benzeri yayınları göremiyormu ? Yoksa görüyorda yemiyor mu ? Yıllar önce sürekli dillerimizde olan bir laf vardı, “Millet gider aya, biz gideriz yaya” diye, hatta şarkılar bile yazıldı bu söz üzerine. Malesef bu günlere geri dönüyor, döndürülüyoruz. Yazıklar olsun içinizdeki geri kafaya ! Olayın garip bir boyutuda görsel basın. Bir manken firikik verse anında haberlerde izlemek mümkün, ne varki bu tarz olayları görmemiz mümkün değil. Vallahi yazıklar olsun hepinize yaa..

www.bobiler.org
adresindeki birbirinden güzel görsellerden biriyle yazıyı bağlamak istiyorum, yapanın düşünenin ellerine beynine sağlık..

Türk Telekom Site Kapatacı..

İğrenç ötesi diziler !!!

Kaç zamandır yazacam yazacam diyordum ama bir türlü fırsatını bulamıyordum. Dün gördüğüm reklamlardan sonra artık olayın ciddi anlamda kavram kargaşasına dödüğünü anladım. Oldum olası dizileri sevmiyorum sevemiyorum, komedi üzerine olanlar hariç! Ülke olarak, gerek ekonomik gerek piskolojik zor bir dönemden geçiyoruz. Ama nedense tüm kanallardaki dizilerin modelleri aynı. 6 insan var 3’ü kız 3’ü erkek aylar boyunca bunlar etrafında dönen aşk üçgenimi diym beşgenimi diym bilemiyorum konular dönüp dönüp duruyor. Bu dizileri izleyipte etkilenen hatta hayatlarını bunlara göre çizen insanlarımız gençlerimiz bile var. Ağzımı bozmamak için kendimi zor tuturoyurm. Bir Allah’ ın kulu kalkıpta demiyorki arkadaş bunları yayından kaldırın artık, çoluk çocuğun piskolojisi bozuldu. İddaa ediyorum bu dizilerin yerine kırmızı noktalı filmler konulsa bunların yarattığı etkiden daha az etkiyle karşılaşırız. Özellikle gıcık üzeri gıcık olduğum dizileri sıralamak istiyorum !

1- Yaprak dökümü: Garip bir babanın kızlarını korumak için verdiği mücadele felan anlatılıyor, sözde ! Amca ben diym sana o kızları senin kollaman mümkün değil, ver onları genel eve kurtul filmde bitsin artık gına geldi. Vahki vahhhh vahki vahhh larla bu işler yürümez. Hemde eline 3-5 kuruş para geçer..
2- Binbir Gece : Uzadıda uzadı, hep aynı şeyler hep aynı şeyler. Bu diziyi kenara alıp yerine 11 numaralı oyuncu Yattara’ yı koyalım :D
3- Kavak Yelleri : Dizinin adını aslında ağzıma alamadığım farklı bir şekilde değiştirmek lazım. Kimin eli kimin belinde belli değil. Başlarda çok güzel bir diziydi fakat reyting uğruna harcandı gitti..
4- Doktorlar: Yine en imanlısı bu dizi denilebilir, konusuna baktığınızda yukardakilerle aynı aslında tek fark, olayların hastanede gerçekleşmesi, buda senaryoyu yazan abimizin fetişistik duygularından ileri geliyor diye düşünüyorum..
5- Asi : Köy, dağ, bayır, ova bilmemne.. Aşk burda da aynen kaldığı yerden devam ediyor ve bu reytinglerlede devam etmemesi mümkün değil. Uzadıda uzadı pehhhh.
6- Annem : Kanser, verem ve hepatit ! Ama aşk kural mekan zaman tanımıyor işte, okadar uzadıkı filmin ilk bölümleri unutuldu artık kimin ne olduğunu izleyende bilmiyor.

Aklıma bir çırpıda bunlar geldi, şimdi diyceksinizki demekki sende izliyorsun ki biliyorsun. Eşim bunları izliyor bende haliyle yanında olduğum zamanlarda izlemek durumunda kalıyorum (her nekadar ortamdan kaçmaya çalışsamda kaçamıyorum :)) Tüm dizilerdeki olacakları kendisine bir bir izah ettim, zaman içinde dediklerimde bir bir çıkıyor. Tahmin etmek zor değil. Görüldüğü üzere konular hep aynı izledikten sonra insanların ayarları kayıyor. Acaba Ferhun’ de bir dahaki bölümde kimle yatacak ! Yada Asi nezaman evlecek gibi.. Ehhh çok uzadı yaa esasında bunlardan çok daha farklı yazasım vardı ama frenledim gene, eğer itirazı veya içimden esasında neler geçtiğini öğrenmek isterse haber etsin..

Bu sefer yenildik Ama ezilmedik !

Öncelikle belirtmeliyim ki çok güzel bir maç oldu. Maçın ilk yarısında ağırlığımızı hissettirsekte gol yollarında çok fazla etkili olamadık ve devre 1-1 beraberlikle kapandı. İkinci yarıya flaş bir başlangıç yaptık fakat yine gol yollarında sıkıntılarımız vardı. Rakip bulduğu pozisyonlarını değerlendirmeyibilince skor lehlerine döndü ve 7-4 lük skorla bizi yendiler. Bir daha ki maçta ne olur Allah bilir ama yaptığımız 3 maçtanda inanılmaz keyif aldığımızı ve asıl amacımızında bu olduğunu belirtmek istiyorum. Genç arkadaşlarımı kutluyor ve ekliyorum, bir sonraki maçta görüşmek üzere ;)





Yine Maç sonucu, Yine Yendik :D

Kadro kurmakta sıkıntılar çektiğimizi ilk yazıda söylemiştim. Mert ise inanılmaz bir kadro ile sizi silip süpürecez demişti. Hernekadar servis bizi maç saatinden 5 dakika geç sahaya ulaştırsada, keyiflerimiz yine gıcırdı. Isınırken topu öyle bir istop ettimki dedim biz yine bunları kıracaz :D Maçın ilk saniylerinde rakip üzerinde inanılmaz bir baskı kurduk, hernekadar golü bulamasakta dehşet bir pas yüzdemiz ve kaliteli futbolumuz söz konusuydu. Lakin bir atak yapan rakip o atakta golü bulunca moralimiz az da olsa bozuldu. Bu gol rakibi değil bizi ateşlemişti. Gollerimiz ardı ardına geldi ve 6-2 lik skorla yenmeyi başardık. Bu sefer gücümüzü hissettirdik. Bana gelince bu sefer ağırlığımı sanırım ciddi anlamda hissetti genç arkadaşlarım :D

Resimleri Bora yolladıktan sonra ekleyeceğim, epeyce resimimiz var bende merakla bekliyorum :)

Büyük müsabaka CUMA !!

Duyurmakta biraz geç kaldım biliyorum ama YATTARA gidiyormu kalıyormu dedikodularının arasında resmen oynanacak olan müsabakamıza gölge düştü. Herne kadar milli takıma yolladığımız oyuncularımız nedeniyle takım kurmakta güçlük çeksemde dişe diş kanakannn intikammm intikammm sloganıyla maça bilenmeye başladık bile :D

Yer: Hüseyin Avni BAYROMOĞLU !
Saat: 20-21

Servis: Saat 19:20 Meydan Kiler Market Önü..

Yorumsuz, Dünyanın en kötü öngörüleri !!!

Albert Einstein

Teorik olarak televizyon mümkün ancak bence kitleselleşmesi imkansız, bununla
vakit kaybetmemeliyiz.

– Lee de Forest, 1926 (Katot ışın tüpünün mucidi)
Sanırım dünya pazarı için 5 kompütür yeterli olacak.

– Thomas J. Watson, 1943 (IBM Genel Müdürü)
Ne yaparsa yapsın ileride bir şey olamayacak.

– Albert Einstein’ın öğretmeni babasına, 1895
Bir kadını Başbakan görmemiz yıllar alacak ve ben bunu göremem.

– Margaret Thatcher, 1974 (İngiltere eski Başbakanı)
Bu “telefon” çok kusurlu bir şey ve iletişimin geleceği olamaz.

– Western Union iç yazışma, 1876
Sound’larını beğenmedik. Gitar müzik yolun sonuna geldi.

– Decca Recording, 1962, (Beatles’ı reddettiler)
640 kilobayt bir kişi için yeter

– Bill Gates, 1981
Sana ihtiyacımız yok. Üniversiteye bile gitmemişsin.

– Hewlett Packard, Apple’ın şimdiki CEO’su Steve Jobs’u reddederken
Uçaklar enteresan oyuncaklar ancak askeri değerleri yok.

– Marshal Ferdinand Foch, 1911http://www.ekolay.net/haber/haber.asp?pid=2910&haberid=568014 adresinden alıntıdır.