Her şey eşit mi?

Önce şu videoyu izleyelim;

Bu videoyu izlerken ufaktanda olsa bir şeyler yazma isteği geldi içimden. O an aklıma gelenlerle şu an yazdıklarım çok farklı olacak ama olsun..

İşletim sistemlerinin, koca koca web sitelerinin, Nasa’ nın kullandığı uygulamaların vs.. hepsinin nihayetinde aynı klavyeden çıktığını düşünmek hep çok garibime gitmiştir. Klavye aynı klavye, insan farklı insan, kafa farklı kafa..

Videoyu izlerken şu soru geldi aklıma; bunlarda insan, bizde insanız, bunlarda yaşıyor bizde yaşıyoruz.. Dünya aynı dünya, fiziksel imkanların hepsi aynı, klavye misali.. Ama adamlar hayattan zevk almıyor da hayatı beceriyorlarmış gibi yaşıyorlar, biz ise akşam olsa da yatsamın peşindeyiz. Götü boklu bisikletle çıkıp iki tur atamamak neyin kafasıdır anlayamıyorum.

Sanırım biz videonun son bölümlerinde ki düşen insanların durumuna düşmekten korkuyoruz. Öyle gösterildiya hep; düşmek ayıptır, düşme gülerler, düşene tekme vururlar.. Be kardeşim dünya hepi topu bir kaç saniyeden ibaret zaten, neyin hesabıdır bu?

Bazen diyorum ki; ulan indir el frenini, çek restini dünyaya, içinde ki hayvanı serbest bırak, ne olacaksa olsun ama olmuyor işte.. Sanırım hayatın tanımı da bu, yol belli, sen sadece yürüyeceksin..