Açıköğretim maceram

Her anne babanın yaptığı gibi banada anne babam oğlum oku oğlum ders çalış nasihatlarında oldukça fazla bulundu fakat ne var ki her zaman bunları kulak arkası ettim. Şuanki aklım o zaman olsaydı keşke diyorum ama böyle bir şeyin olması malesef mümkün değil. Benimle aynı durumda olan yiğenlerimi karşıma alıp, bırakın bilgisayarı oyunu felan ders çalışın adam gibi bir üniversite okuyun diyorum, sanki ben dinledimde büyüklerimi onların da beni dinlemesini bekliyorum, pehhh !! Okumaya devam et Açıköğretim maceram

Güne dair..

İlerleyen günlerde teknik taktik anlamda bir kaç tane yazı ekleyeceğim, aklımda var ama bir türlü zaman bulamıyorum. Şimdilik aklımda olan bir kaç konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

2 gün önce Milliyet’ de Acun Ilıcalının Var mısın Yok musun ? adlı yarışması ile ilgili bir haber çıktı. Açıkçası benim dikkatimi haberlerden ziyade altındaki yorumlar çekiyor. Acun Ilıcalıyı çok seviyorum, gayet profesyonel ve işinin uzmanı bir abimiz. Yaptığı işleri pazarlama konusunda da apayrı bir becerisi olduğuna inanıyorum. Millet olarak yapılan işlere b*k atmada üzerimize yok, bir hatayı gördüğümüzde anında karalamaya başlıyoruz. Sadece bu haberde değil, benzer haberlerde de hep aynı durum tekrarlanıyor. Burada doğrudur yanlışı, güzeli çirkini anlatmaya çalışmıyorum, çünkü insan oğlu kendi kendi yönetebilen, kendi kararlarını kendi verebilen bir varlık olduğu için herkes her şeyi veya aynı şeyi sevemeyebilir. Ama ama ama !! insanların emeklerine saygı duymamız gerekir. Yapılan işlerde hata olabilir, bu gayet doğaldır. Kendi insanımızın bile arkasında durmayacak kadar enteresan bir milletiz. Şunu da eklemek istiyorum gönül ister ki bu tarz programlar yerine eğitici öğretici bize bir şeyler katan programlar yayınlansın, bir taraftan da bakınca abuk sabuk insanın sinirlerini bozan lanet olası dizilerden bir milyon kez daha iyi ve keyif vericiler.

Açık öğretim bütünleme sınav sonuçları en sonunda açıklandı. Aöf bu sınav sonucu açıklama olayına da bir sistem getirirse süper olacak, şuursuzca beklemek insanı yoruyor. Sınav sonuçları beklediğimden çok daha iyi geldi, doğrusunu söylemek gerekirse daha iyisi zaten yok :D Şu günlerde 3. sınıfa geçmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Para kazanmak ve parayı harcamak bir sanat benim gözümde. Fakat bazı insanların öyle acayip para harcama şekilleri var ki aklım bu paranın miktarını ve nasıl kazanıldığına ermiyor. Bakıyorsunuz adam sadece şarkı söylüyor, top oynuyor veya hiç bir şey yapmıyor ondan çok daha fazla şey bilen yada çok daha akıllı bir insan ekmeği zar zor alıyor. Sanırım bu güzel dünyamızın güzel bir düzeni, güzel bir düzen diyorum çünkü bu durumdan çıkartmamız gereken bir sürü ders bulunuyor.

Son bir kaç yıldır ekonomik kriz diye bir şeyle yatıp kalkıyoruz. Bir şey diyorum çünkü bu krize ne hikmetse aklım bir türlü ermiyor. Evet cirolarımıza baktığımda krizi görebiliyorum fakat kafamı camdan dışarı çıkarttığımda sokak da ki araba sayısında azalma olmadığını aksine arttığını, tuvalete bile arabayla gitmeyi âdet edinen bir durumun ortaya çıktığını görüyorum. Öte yandan lüks yemek lokantalarına yada benzeri işletmelere gittiğimde eskiye nazaran hiç bir değişme olmadığını düşünüyorum. Uçak bileti bulmak çoğu zaman mümkün değil, alış veriş merkezleri aynı şekilde özel günlerde dolup taşıyor vb.. Bu durumda ekonomik krizin tam olarak ne olduğunu anlamdıramıyorum, yaşım küçük belki de ondandır :)

Dizi takıntılı biri olduğumu bilenler biliyor fakat dizilerden çok yöneticilerde problem olduğunu da baştan beri söylüyorum. Şimdi de ortaya yeni bir şey attılar, sevişme sahnesi olan diziler şifreli yayınlanacakmış. Bu tek kelimeyle akıl mantık dışı bir hareket. Sebebini şöyle açıklamak istiyorum, pornografik bir içeriğe internetten erişmek çok çok basit, hemde ne benzer Behlül ile Bihter’ in sevişmesine :D fakat gelin görün ki bu dizilerdeki asıl sıkıntı son derece ahlaksız olan konularından ileri geliyor. Yani sevişme sahnesi olmayan bir sürü dizininde şifrelenmesi yada fişinin çekilmesi geliyor. Bir sevişme sahnesinden etkilenip birileriyle sevişen kimseyi duymadım ama etki altında kalıp tecavüz eden, ölen yada öldüren bir sürü insan duydum. Bu da sanırım konuyu özetliyor.

Teknolojiyi bilmemek üzerine sürekli garip şeyler duyuyor yaşıyorum, geçenlerde ülkemizin en büyük elektronik markalarından bir tanesi Trabzon’ a mağaza açtı. Merakımdan dolayı gidip bakayım gezeyim dedim. Gittiğimde 2 müşteri temsilcisinin şunu tartıştığına şahit oldum. Sony Vaio içindeki Intel 6400 işlemci ile Toshiba’ nın içindeki Intel 6400 işlemci bir değildir, farklıdır ! Müşteri de başlarında bu olayın açığa kavuşmasını bekliyor. Tahminime göre ürünlerin arasında neden böyle bir fiyat farkı diye soru gelince böyle anlamsız bir tartışma başlamış. Bu kadar bilgisiz müşteri temsilcilerinin ellerinde olan bir sektör ancak bu kadar ileriye gidebilirdi, benim gözümde mağazacılık artık gerileme dönemine girmiştir. (Genel olarak bilgisiz, bu işi son derece profesyonelce yapan arkadaşları olayın dışında tutuyorum.)

Böyle işte, aklımdaydılar yazayım dedim. Az da olsa rahatladım, kalın sağlıcakla.

Benmi sınavları atlattım yoksa onlarmı beni ?

Son haftalarda zamanımın en büyük kısmını aof sınavlarına ayırmıştım. Elimden geldiğince çalışıp kayıpsız atlatmak istiyordum fakat ne varki bazı derslerde işler umduğum gibi gitmedi. Moralimi bozmuyorum finallere daha sıkı çalışıp istediğim sonuca ulaşcağıma inanıyorum. Sınav soruları eöğrenme portalından açıklandı fakat ne varki şuanda sitede tam tamına 41025 kişi aktif görünüyor. Eğer sayaç doğruysaki büyük olasılıkla doğru anlık bu kadar ziyaretçi olmasına rağmen site geçte olsa açılıyor ve isteklere cevap verebiliyor. AOF yetkililerini buradan tebrik etmek istiyorum, demekki önem gösteriyorlar. Konu nereden nereye geldi yahu :D Neyse sınavlara gire çıka gire çıka bir takım gözlemlerde bulundum ve bunları sizlerlede paylaşmak istedim.

  • Biz milletçe süsümüze düşkünüz, özellikle bizim buralar için (Trabzon) son zamanlarda süslenmek abartılı bir hal aldı veya bana öyle geliyor. Özellikle bayanların sınavlara geldikleri kıyafetler dikkatimi çok çekti. Normalde amaç eğer sınava girip soru çözmekse rahat şeyler giyilirki sıralarda oturduğumuz 2-3 saat zaman zarfı içerisinde perişan olmayalım. Arkadaş öyle acayip giysiler öyle acayip çizmelermi demeliyim yoksa ayakkabıya benzer ayağı örten şeylermi demeliyim böyle garip bişiyler. Onları gördükçe ben bunaldım, acayip acayip hâl hareketlerini görünce ben darlandım ama onlar hâllerinden gayet memnundular, zaten amaçları ilk 30 dakikadan sonra anlaşılıyordu da !
  • Sınavlara Karadeniz Teknik Üniversitesi’ nin çeşitli bölümlerinde girdim, gördümki sınıfların durumu birazcık kötü, tavandan aşşağıya sarkan projeksiyon cihazlarıyla teknolojik bir hava katılmaya çalışılmış sınıflar ise beni farklı etkiledi, nedenide oturulan sıralar dökülürken tavanda projeksiyonun işinin ne olduğu !:D Sıralarda fazla değil 10 dakika oturunca bel fıtığı geçirmemeniz içten bile değil. Öte yandan sıraların üzerlerine sağa sola baktığımda gördüğüm öğrenci pislikleri, demekki var bu sıralarda bir hikmet deyip çözümün projeksiyonda olduğunu anladım :D
  • Rahatımıza acayip düşkün bir milletiz, hemen hemen herkes sınav gününde kampüs içinde trafiğin felç olacağını biliyor fakat kimse arabasını bırakıp sınava gelmiyor. İmkan olsa soruları arabalarının içinde çözecek insanımız var :D Araba ile gelen genç kesimin büyük bir kısmının amacı 1. maddedeki arkadaşları tavlamak ve/veya hava atmak, geri kalan iyi niyetli kısım ise güya zamandan kâr yapmak için arabasıyla geliyor, ama her seferinde zarar yapmarına rağmen bunu bir türlü öğrenemiyorlar, bidahaki sınava yine aynını yaşayacaklar :D
  • Sınavda konsantrasyon çok önemli, insanın dikkati dağılınca bildiğinide yapamıyor. Bi acayip türden olan insanlar var, sınavda piknik yapıyorlar. Carrrttttt açıyor paketi, pıssssst açıyorda kolasını birde yayılıyorki Allah muhafaza lukur lukur içiyor, ula insan derki bir sürü vatandaş var burda az dikkatli olayım. Ama yokkk 4. sınıfın final sınavlarının en sonuncusunda mangalı getirip malı serecem, pöfür pöfür tüttürecem dumanı anca ozaman rahata ererim :D

Aklıma gelen olaylar bunlardı, belki benim hayat görüşümden dolayı bana ters belki çok kıryoum belkide cahilim bilemiyorum, bildiğim tek şey işlerin yolunda gitmediği. Nereye kafamı çevirsem bir sıkıntı bir tezat durum söz konusu. Amannn yaa neyse ne, bakın keyfinize arkadaşlar kalın sağlıcakla ;)

Açık öğretim ilk vizelerine ramak kaldı !

Bu hafta sonu yani, Nisan 4-5 açık öğretim sınavlarının ilk vizesi yapılacak. Malum bende inceden bu sınavlara gireceğim, bu senede geçen seneden farksız, sınav haftasına girdiğimizden beri aksilikler sıkıntılar peşimi bırakmıyor. Ders çalışma programım hep aksadı, elimden geldiğince konsantrasyonumu bozmak istemiyorum ama zaman zaman hakimiyeti kaybediyorum. Her ne olursa olsun, Allah’ ın da izniyle sınav işini iyi bir şekilde atlatacağıma inanıyorum. Kendime ve benim gibi sınava girecek tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum.