Yanlış Bilinenler. Bölüm 2

Hiç şüphesiz Teknoloji, dünyanın en karmaşık ve en hızlı ilerleyen sektörü. Hâl böyle oluncada ister istemez çoğu konu sapıyor ve yanlış bilgilenmelere neden oluyor. Artık bilgisayar alacak herkes aynı şeyleri söylüyor ve düşünüyor, ama ne varki çoğumuz yanlış biliyor ve düşünüyoruz. Kendimce maddeler halinde bu konuları ele alıp anlatmaya çalışayım..

  1. Çift Çekirdek İşlemci Bilmecesi (Dual Core Cpu) : Çift çekirdek esasında günümüzde yaşlı sayılabilecek bir konu fakat çift çekirdek çoğu arkadaşımız tarafından yanlış algılanıyor. Genelde çift çekirdek, çok hızlı bilgisayar olarak algılanıyor. Örneğin; Abi eğer çift çekirdekli bir işlemci alırsam bilgisayarım hemenmi açılır ? Çift veya daha çok çekirdekli işlemcilerin bize avantajı aynı anda birden fazla uygulamada performans kaybı olmadan işlem yapabilmektir. Tek çekirdekli işlemcilerde oyun oynarken cd yazamazken günümüzde ise bu tarz işlemleri çok rahat bir şekilde yapabilmekteyiz. Bu yazıyı yazdığım zaman diliminde durum böyleydi fakat günümüzdeki yazılımlar çok çekirderkli işlemcilere destek veriyor ve performans tek çekirdekli bir işlemciye göre neredeyse 2 kat daha artıyor. Ama dediğim gibi yazılımın bunu desteklemesi durumunda ;)
  2. İşlemcin Çok Güçlü Bu Power Onu Kaldırmaz: Teknolojinin en büyük olayı şüphesiz verimliliktir. Ne kadar az güç, okadar daha fazla herzaman birinci kural olmuştur. Bu durum işlemcilerde de böyle. İşlemcilerimiz hızlanırken, çekirdek hızları artarken, üretim teknolojileri değişirken, ön bellekleri artarken ve mimarileri habire daha iyileşirken bunlara ters orantılı olarakta güç tüketimleri azalıyor. Örneğin Intel Core2Duo bir işlemci sadece 65W tüketiyor, bu tüketim özel durumlarda arta veya azalabiliyor. Ozaman akıllara şöyle bir soru geliyor, Neden 500W psu yada 1KW powersupplya dünyanın parasını veriyoruz ? Cevap gayet basit insan oğlunun tatminsizliği ve peşi ardına gelen aç gözlülük. Günümüzdeki güçlü sistemlerde kullanılan Anakart, Bellek, Optik Sürücüler, Sabit Disklerimiz, Tv Kartlarımız ve en önemlisi çok çok çok güçlü olan Ekran Kartlarımız tam bir güç canavarı. Özellikle Ekran kartlarındaki çoklu kullanım durumlar (SLI,CrossFire) kullanılan gücü bir kat daha arttırıyor. OverClock konusuna değinmeyeceğim bile (PowerSupply a sadece güç noktasında değindim.)
  3. Meşhur Windows Çubuğu: Benim bilgisayarım arkadaşımın bilgisayarından çok daha iyi fakat onun bilgisayarı 30 saniyede açılıyor, benimki 1 dakikada, neden böyle oluyor ? Sanırım son zamanlarda teknik servislerin en sık rastladıkları soru bu. Nedendir bilinmez çoğu zaman bilgisayarın hızı, açılış hızı olarak algılanıyor ve bu yüzden sistem değişterenimiz bile oluyor. Bilgisayarı yavaş açılan arkadaşlar üzülmeyin ben 6GHZ de çalışan işlemcili bilgisayarda gördüm o bile 1 dakikada açılıyor. İşletim sisteminin açılış hızını etkileyen en önemli unsur sabit disklerimiz. Sonrasında Anakartımızın boot süresi ve işlemci geliyor. Harddiskiniz tek parça ve 250GB lık bir boyutu var. Diskinizin 200GB si dolu. Normal olaraktan bilgisayarınız biraz daha geç açılacaktır. 200GB lık veri içinden işletim sisteminizin bulunup gerekli dosyaların yüklenmesi gerekiyor ve zamanı arttırıyor. Disk içindeki okuma yazma kafası 200GB lik bir alanda sistem dosyalarını ararken haliyle biraz zaman geçecek ve açılış hızınız artacaktır. Bu nedenle diskler bölünür (partition) ve küçük bir alan ayrılarak sistem o alana kurulur. Gerek açılış hızı gerekse bilgisayarın genel performansı olumlu yönde etkilenecektir. Aklıma gelmişken sabit diski ide olan arkadaşlar buraya dikkat!! Eğer Sabit Disk ve Optik Sürücüler aynı Ide kablosu üzerindeyseler imkanları varsa boş olan ide portuna sabit disklerini taksınlar eğer boşta port yoksa Jumper ayarlarını düzgün yapsınlar. Aksi halde bilgisayar kanı gibi çalışır bunuda kimse istemez. Diğer önemli konu ise açılışta çalışan programlar. Başlat/Çalıştır/MsConfig yazıp Tamam dediğimizde önümüze çıkan pencereden Başlangıç sekmesine gelip gereksiz programların açılışta açılmasına izin vermeyip performanısımızı biraz daha artırabiliriz. C:\WINDOWS\Prefetch klasörünün içinide belirli aralıklarla boşaltırsak burdan da 1 puan almamız mümkün. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
  4. Raid Demek Hız Demek(mi) ?: Raid Redundant Array of independent Disk yani birbirinden bağımsız disklerin disk performansı ya da güvenliği artırıcı konfigürasyon ile beraber kullanılmasıdır. Önceleri Server lerda kullanılan bu teknoloji günümüzde masaüstü bilgisayarlarda da kullanılmaktadır. Raid e teknik olarak girmiyeceğim fakat bazı arkadaşlar malesef Raid i farklı yorumluyor ve hayal kırıklığı yaşıyorlar. Çoğu arakadaş disklerini Raid 0 (disklerin performansını arttıran raid biçimi) yapıp bilgisayarlarının uçmalarını bekliyorlar durum böle olmayınca tam bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Bu beklentilerden bazıları, daha hızlı açılan internet siteleri, internetten daha hızlı dosya indirme, mp3 lerin daha kaliteli çalması, Optik sürücüden dosya kopyalamanın hızlanması ve oyunların takılmadan oynanması aklıma gelen bir kaç örnek. Halbuki raid ile sabit disk performansımız artacağı için daha hızlı açılan işletim sistemi, oyunlardaki bölüm geçişleri arasındaki yüklenme süreleri, aynı disk içersinde yapılan kopyala/yapıştır işlemleri, aynı disk içindeki bir programı bilgisayara kurma gibi işlemlerimiz raid 0 ile hızlanacaktır. Fazlasını beklemek biraz hayalcilik olur.

Bu bölümü burada noktalıyorum. İlerleyen günlerde bu tarz soruların cevaplarını vermeye elimden geldiğince vermeye çalışacağım. Aklınızdaki soruları sormaktan çekinmeyin. Unutmayınki bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Eğer hatalı bir şey yazmış isem lütfen uyarın. Sağlıcakla kalın..

Bilgisayar kullananların yanlış bildiği şeyler. Bölüm 1

Bu yazı dizisi epey bir uzayacak gibi, çünkü okadar fazla konu varki uzadıkça uzuyor. Vakit kaybetmeden başlayalım.

  1. Kameram Messengerden yavaş gösteriyor : Ülkemizde 100 bilgisayar varsa 99 unda messenger yüklüdür. Ve bu 99 kişiden 90 nı sesli ve görüntülü konuşma özelliğini kullanıyordur. Durum böyle olunca Ahmet’in görüntüsü daha kaliteli, Mehmet’in görüntüsü daha hızlı gibi söylemler baş göstermeye başlıyor. Olay zaman zaman öyle bir hâl alıyorki önce webcam daha sonra bilgisayar bile değiştiriliyor fakat problem bir türlü giderilemiyor. Çoğu internet kullanıcısı 2-3 veya daha fazla arkadaşıya interneti ortaklaşa kullanıyor. Buda bağlantı hızımızın yavaşlamasına sebebiyet veriyor. Haliyle internetimiz yavaş olduğundan görüntümüz ve/veya sesimiz karşı tarafa sağlıklı bir şekilde iletilemiyor. Yada tersi yani sizin internetiniz süper hızlı fakat karşı tarafın bağlantısı yavaş, bu sefer sizin gönderdiğiniz bilgiyi karşı taraf düzgün alamıyor ve bu problemler yaşanıyor. Kısacası bu tip durumlarda suçu bilgisayarınıza değil ilk önce internetinizde arayın.
  2. Öyle bir bilgisayar istiyorumki internet sayfalarını hemen açsın: Bu tarz söylemler bazı arkadaşlara garip gelebilir fakat bunlar 10 bilgisayar alacaktan 5 inin sarfettiği sözler. Arkadaşımda 3 yıılık bir makina var benimki daha yeni ama onunki çok hızlı internete giriyor, gibi sorulardan teknik servisler bunaldı neredeyse kan ağlar duruma geldiler. İşlemcim 10GHZ olsun, Ramlerimiz 100GB olsun yinede internetin hızı şuanda kullandığınız hızda kalacaktır. İnternet bağlantı hızı; Telekomun bize sağlamış olduğu internet hattı ödediğimiz ücret ve Telekomun alt yapısıyla ilişli olarak değişiklik göstermektedir. Mesela eğer mahallenizde çok fazla internet kafe varsa internetiniz zaman zaman durma noktasına kadar yavaşlayabilir bu bir alt yapı problemidir. Malesef yanyana iki ev bile olsanız hanginiz şanslıysanız onun interneti daha hızlı olabilir. Bu durumların ilerleyen yıllarda düzeleceğini umut ediyoruz. Kısacası bilgisayarın hızı internetin hızıyla uzaktan yakından alakalı değildir.
  3. Düşük saat hızları yüksek performans: Son zamanlarda özellikle işlemci dünyasındaki hızlı gelişim çoğu şeyi silbaştan öğrenmemize neden oldu. Özellikle Intel Core2Duo mimarisine geçtikten sonra bildiğimiz herşeyi unutup albaştan herşeyi yeniden anlamaya öğrenmeye başladık. Nedenide şüphesiz  çok düşük saat hızlarında (MHZ) çok performanslı bir işlemci mimarisi olması. Eski mimarili bir P4 3400Mhz işlemci hız aşırtılarak 7000Mhz ye  çıktığında bile Core2Duo Mimarili bir E6300 1860Mhz lik bir işlemcinin yanına dahi yanaşamıyor. Sanırım bu sorunun en güzel cevabı. Bu konu gerçekten çok uzun bir konu ama bilinmesi gereken şey şu iki parçayı karşılaştırırken saat hızlarını bir yana koyup Mimarilerini incelemek ve bilgi sahibi olmak herzaman doğru karar verme aşamasında bizim en büyük yardımcımız olacaktır.
  4. Ekran kartın kaç megabyte (HM): Şuanda en iyi ekran kartı 1Gb mi diye sorularak başlar olay. Elinizdeki ekran kartları en çok kaç MB diye gider. Ekran kartımızın üzerindeki belleklerin kapasitelerinin büyüklüğü kartımızın kalitesini vermez. Bu durum harddisklerde geçerlidir Ekran kartımızın kalitesini Grafik işlemcisinin Hızı ve Belleklerinin hızı belirler. 1GB lık bir X550 ekran kartıya 320MB lık bir 8800GTS ekran kartını değil aynı kefeye koymak yan yana getirmek bile gülünç olur. Ekran kartını basit bir bilgisayar olarak düşünebiliriz. Yani işler yine grafik işlemcinin belleklerden bilgiyi alıp okumasıyla gerçekleşir. Şu şekilde bir örnek verirsem sanırım olay çok daha iyi anlaşılacaktır. 10 şeritli koskocaman bir yolumuz var fakat bizim arabamız saatte 50km hızı geçemiyor. Şimdi yol hep geniş olduda ne oldu hiç bir şey olmadı tabiki. Ekran kartları üzerindeki bellekler tamamiyle pazarlama amaçlı olup performansa neredeyse hiç bir etkisi olmayan niteliklerdir. Birde son zamanlarda belleklere HM (Hyper Memory) denen bir özellik kattılar çoğu giriş seviyesi kart artık bu şekilde satılıyor. 128/512 – 256/512 – 128/1Gb gibi çoğu kullanıcı bu olaya bir anlam veremiyor ve soruyor gerçekte benim kartım kaç MB? Bu ekran kartlarında birinci yazılan kartın üzerindeki fiziksel bellek ikinci yazılan ise bilgisayarımızın raminden kullanarak yükselebileceği maksimum kapasite. Eğer sistem belleğimiz 2GB ise bir kısmı ekran kartımıza kayıyor ve Hyper Memory kapasitesi kadar ekran kartı bu belleği kullanıyor. Peki bir işe yarıyormu tabiki yaramıyor yarasa bile bunu farketmemiz mümkün değil  bunlar kart çeşitliliğini arttırmak için yapılan satış taktiklerinden başka hiçbirşey değil.
  5. Wireless kaç metre çeker: Günde 5 kişi bu soruyu soruyor. Ben bu wireless modemi yatak odama koysam misafir odasından internete bağlanabilirmiyim yada ben modemi 1.kata koysam 3. kattan bağlanabilirmiyim. İnsanlar wireless teknolojisine çok hızlı adapte oldular. Esasında olmamakda mümkün değil. Kim isterki kablo kargaşasıyla uğraşmak hiç kimse. Lafı daha fazla uzatmadan sorunun cevabını vereyim. Wireless, ortamda bulunan diğer kablosuz cihazlardan (çok olmasa bile zaman zaman etkilenebiliyor), duvar kalınlığından ve duvar içindeki demir yoğunluğuna göre değişik metrajlarda çalışabiliyor. Örneğin kimi yerde 1.kata koyuyorsunuz 4. kattan çekiyor kimi yerde de 1.kata koyuyorsunuz 2.kattan dahi çekmiyor. Kısacası bir yerde wireless kullanılacaksa kesin birşey söylemek çok zor önce deneme yapıp sonra karar vermeniz gerekiyor.
Bu yazıda meşhur arşivimden :)