Üzüntü paradoksu

Elimden geldiğince sadece beni – bizi ilgilendiren sıkıntıları, problemleri vs.. kimseyle paylaşmam ki herkesin zaten derdi var birde insanları ben bunaltmayayım diye.. Kendi problemlerimden çok karşımda ki insanın problemini takıyorum, uykusuz kaldığım çok oluyor.

Bazen aldığınız çok güzel bir haber zaman içinde aldığınız başka bir haberle yerini derin bir üzüntüye, yıkıntıya bırakıyor. İlgili süreci takip eden herkesle de paylaşıyorsunuz bu durumu. Durumu içinizde ne kadar frenlemeye, dışarıya yansıtmamaya çalışsanızda başaramıyorsunuz. Şaka lan ben başarıyorum, zaman zaman da söylüyorum çok iyi içime atarım diye, öyle bir atarım ki ben bile içimi unuturum..

İnsanların çoğuda üzülür verdiğiniz habere, ses tonları, bakışları, yaklaşımları değişir.. Bu sefer bende onların durumuna üzülürüm, epey bir zaman bu paradoks devam eder taaki başka güzel haberler alana kadar.

Madem bu bir paradoks neden durumun sonu var? Sanane lan, benim paradoksum böyle çalışıyor.