İçinden çıkılmaz konular

Takip edenler bilirler ara ara birazdan okuyacağınız tarzdan yazılarım olabiliyor. Aklımdaki bir kaç konu hakkında düşüncülerimi ve gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.

27 yıldır Kalkınma mahallesinde oturuyorum yani Karadeniz Teknik Üniversitesi’ nin hemen dibinde. Çocukluğumda örencilerle geçti ergenliğimde. Kendimi düşünmekten alı koyamadığım nokta şu, öğrenciler üniversiteleri tercih ederken hep şehirleri dışındaki yerleri tercih etmeyi istiyor. Konuşuyorum neden böyle bir düşünce diye 3 aşağı 5 yukarı sebep hep aynı, değişiklik arıyorum, anne babadan uzaklaşmak istiyorum vb.. Kafadan zaten bu zihniyetteki bir insanın okumasının çok fazla bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Okumaktan kastım okulu bitirip diplomayı almak değil. Neyse ben asıl düşündüğüm noktaya geleyim, Aylık geliri 1000TL olan bir aileyi düşünüyorum sadece 1 tane çocuğu olsun ve farklı bir şehirde okuyor olsun. Olaya en olumlusundan bakıp bu ailenin kendi evi olduğunu ve okul harcınında bi şekilde ödendiğini düşünüyorum. Bu adam günde 10 TL yemek yese ayda 310TL eder. 250TL’ de kira verse, 50TL de cebinde parası dursa. Elektrik, su, cep telefonu vb..50TL olsa ayda 660TL yapar. Ana babayada 340Tl kalır ki Allah yardımcıları olsun. Üstelik senaryonun çok iyimser olduğunu düşünüyorum, birde olaya şöyle bakalım. 2 öğrenci, baba emekli ve ev kira ! Bu durumda rakamları yazmanın bile yersiz olduğunu düşünüyorum. Büyük bir çoğunluk böyleyken, nasıl oluyorda öğrenciyim ben diyip okul haricinde hertürlü işle uğraşabiliyorlar anlam veremiyorum. Barlar, diskolar, cafeler vb.. Anne baba çocuklarını okutmak için elinden geleni yaparken çocuklarının okumak dışında herşeyi yaptığını düşünmek gerçekten çok acı verici. Sanıyorum ki öğrenciler 4 sene sonunda diplomalarıyla birlikte güllük gülüstanlık bir geleceğe kavuşacaklarını sanıyorlar, eskiden böyle düşünceler bir nebze olabilirdi fakat günümüzde söz konusu dahi değil, zaten bunu göremeyen birinin okulunu bitirmeside çok fazla anlam ifade etmiyor. Yine olan anaya babaya oluyor. Bu vesileylede tüm anne ve babaların ellerinden öpüyorum. Şimdilerde neden cennetin onların ayaklarının altında olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Allah eksikliklerini göstermesin. Bu konu hakkında esasında yazacak çok fazla şey var ama sanıyorum özetle anlatmak istedğimi kısmende olsa anlatabilmişimdir.

Güzelim Ülkem okadar büyük ki yiye yiye bitiremedik. Arkadaş devletin her türlü biriminde ayrı bir alengir ayrı bir yeme stratejisi gelişmiş yinede dim dik ayaktayız. Sağda solda iki lafından biri katma değer olan, ülkesi vatanı herşeyin üstünde olan ama en ufak fırsatta ülkesini yemekten bir adım geri kalmayan okadar insan varki akıllara zarar. Bunlar benim gözümdeki direk yiyici kesimi oluşturuyor, pasif yiyici olarak ise devletin personelini görüyorum. İşini tabiki layıkıyla yada fazlasıyla yapanlarda var onlara en ufak sözüm yok. Akşama kadar yatan son zamanlarda bilgisayar kullanımının devlet dairelerinde tavan yapmasıyla sanal alemin sanallığının zorlandığı, adsl hızının yetmeyip fiberlere geçildiği kurumlarda, aldıkları dolgun ücretler, cumartesi pazarların tatil olduğu, akşam 5 de sıcacık evinin yolunu tutmasına rağmen !!! ne aldığı maaşı, ne çalıştığı kurumu nede çalışma saatini beğenen bir sürü fuzuli ötesi insan bulunuyor. Yeri gelincede sokaklara dökülebiliyorlar. OOOoopps !! yılda işe gittikleri süre gitmediklerinden neredeyse daha az. Hele şu tripleri yokmu “ayyy çok yoruldum” la ne yaptında yoruldun ? Elin adamları uzaya gidiyorda yorulmuyor bizde oturarak daha doğrusu uyuyarak yoruluyoruz. Sen hele bir özel sektörde çalışta ozaman göreyim sizi ben. İddaa ediyorum sadece çalan telefonların sesini duysalar akılları başlarından çıkar, o küçük beyinleri bu durumu kaldıramaz intahara sürüklenirler ayy ne abarttım :)

Behlül koçum benim senden tek isteğim Matmazel’ ide elden geçirmen başka bir isteğim yok. Yaprak kırımında da bundan yıllar önce dediğim şeyi tekrar yineliyorum. Ali Rıza amca sana sesleniyorum duy beni ! Bankadan kredi çek evi geri al, sonra sermayeni oğlunla beraber güzelce işlet, takriben bankaya olan borcunu 3-4 ay da kapatırsın çünkü sendeki sermaye işi iyi biliyor ;) Çok abest bir isim olacak ama kimse kusuruma bakmasın, Gavat Yellerinde de artık ilişkerin bir noktada belirlenmesi lazım ara ara bakıyorum her baktığımda kim kimle belli değil kimin eli kimin elinden anlamak zor. İlk başlarda tv de izlediğim tek şeydi şu anda baktığımda işin içine para girince insanların nasıl rezil edildiğini görüp üzülür oldum. Küçük zillileri unuturum sandınız dimi ? mümkün değil unutmam ama yorum yapmamıda beklemeyin, illa yorum isterseniz bir mail atın ben size dönerim ;) Bunların yanında Geniş Aile ve Türk Malı gibi komedi dizileride var. Bunların ben Allah’ ına giderim bana bişe vermiyor belki ama birşeyde almıyor. En azından rastlayıp izlediğimde gülüyor eğleniyorum. Burda da şöyle bir durum var bir bölümde “Allah belanı versin” deseler RTÜK hissettiriyor ağırlığını. Ne varki milleti sıradan geçirip sonra bahçıvana kadar uzanan ilişkelere pek bir sessiz kalıyor. Neyse yine ter bastı, saracam küfürü alayına bu sefer Telekom gelip beni kapatacak :D

Az iki dakka durun ya

Belki bende bir anormallik var ama bunları yazmam gerekiyor. Ülkemizdeki görsel ve yazılı basını anlamıyorum yada anlayamıyorum. 7 genç arkadaşımız öldü, Allah rahmet eğlesin geride kalanlarına sabırlar ihsan eylesin. Arkadaş sabah akşam televizyonda, aynı şekilde gazetelerde de bu olaylar anlatılıyor tartışılıyor. Onun ihmali bunun ihmalimi gibisinden. Acıyorum geride kalanlarına, onlarıda tv lere çıkarıp reyting uğruna katlediyorlar. Eğer bir ihmal veya benzeri bir durum varsa devletin ilgili kurum kuruluşları gereğini zaten yerine getirecektir. Haa burası Türkiye burda devletin umrunda olmaz diyorsanız, basının kendisine söylüyorum açıpda kendi götünüze bakınız ! İnsanların acizliklerinden faydalanıp reyting için devletimizi, dinimizi, milletimizi alet edip insanların duygusallığını kullanarak bu işler olmaz. Bir sürü Mehmetçik şehit oldu neden bukadar üzerinde durulmadı ? Eminim reytingi az gelmiştir. Sizede yazıklar olsun, size yayın yaptıranlarada, sizi izleyenlerede. Şu basın yüzünden hiç birşeye hiç bir olaya güvenim kalmadı. Basın özgürdür diye kendi kendinize bi hikaye uydurdunuz ve bunu kullanarak herşeyi bulandırdınız, ülkemiz şuanda sayenizde kalkınamıyor bir adım ileri atacağı yerde bir adım geriye atıyor. Yarın savaş çıkarsa eminimki ülkemizi ilk siz terkedip yurt dışındaki evlerinize sığınıp oradan izleyeceksiniz herşeyi, nede olsa özgürsünüz. Ama yukarda Allah var, devran elbet bir gün dönecektir.

Birde aklımdayken Samanyolu TV sürekli acayip acayip programlar veriyor belkide bana rastlıyordur. İnsanın ruh sağlığını bozacak türlü türlü şeyler, belki izleyen sevenler var onlara saygı duyuyorum fakat süreklide böyle şeyler verilmezki, bu nasıl bir yayın anlayışıdır anlamadım.

Dizi ailesine hiç girmeyeceğim. Bu kadar iğrençlikten sonra orda olay burda olay, babası kızını kesti, 5 yaşındaki kıza bilmem ne oldu gibi örnekleri gerçek hayatta görmeye başladık, öyle bir başladıkki hemde ilk başlarda kanımız donuyordu şuanda bakıp geçiyoruz. Yozlaştık iyice ne olacak bilmiyorum. İnşallah bende bir anormallik vardırda yanlış düşünüyorumdur. Bu şekilde giderse 10 seneye kalmaz perperişan oluruz.

Yahu tam kapatıyordum aklıma bişiy daha geldi. Belki yine bana rastlamamıştır. Hiç haberlerde felan teknolojideki gelişmelere ait bir haber gördünüzmü ? Ben hiç göremedimde ! Acaba haberlerin sonundaki hangi ünlü hangi ünlüye ne yapmış, kim neresini gerdirmiş gibi fûzuli ötesi şeyleri vermektense bunlar verilerse reytingleri yine yerle birmi olur ? Ama doğru önemli olan bilgi değil reytingdir. Şuda var bir okulda 1 tane bilgisayar olursa bundan iyi malzeme çıkarırlar. Size gülüyorum, acıyorum, tiksiniyorum yazıklar olsun size ya..

İğrenç ötesi diziler !!!

Kaç zamandır yazacam yazacam diyordum ama bir türlü fırsatını bulamıyordum. Dün gördüğüm reklamlardan sonra artık olayın ciddi anlamda kavram kargaşasına dödüğünü anladım. Oldum olası dizileri sevmiyorum sevemiyorum, komedi üzerine olanlar hariç! Ülke olarak, gerek ekonomik gerek piskolojik zor bir dönemden geçiyoruz. Ama nedense tüm kanallardaki dizilerin modelleri aynı. 6 insan var 3’ü kız 3’ü erkek aylar boyunca bunlar etrafında dönen aşk üçgenimi diym beşgenimi diym bilemiyorum konular dönüp dönüp duruyor. Bu dizileri izleyipte etkilenen hatta hayatlarını bunlara göre çizen insanlarımız gençlerimiz bile var. Ağzımı bozmamak için kendimi zor tuturoyurm. Bir Allah’ ın kulu kalkıpta demiyorki arkadaş bunları yayından kaldırın artık, çoluk çocuğun piskolojisi bozuldu. İddaa ediyorum bu dizilerin yerine kırmızı noktalı filmler konulsa bunların yarattığı etkiden daha az etkiyle karşılaşırız. Özellikle gıcık üzeri gıcık olduğum dizileri sıralamak istiyorum !

1- Yaprak dökümü: Garip bir babanın kızlarını korumak için verdiği mücadele felan anlatılıyor, sözde ! Amca ben diym sana o kızları senin kollaman mümkün değil, ver onları genel eve kurtul filmde bitsin artık gına geldi. Vahki vahhhh vahki vahhh larla bu işler yürümez. Hemde eline 3-5 kuruş para geçer..
2- Binbir Gece : Uzadıda uzadı, hep aynı şeyler hep aynı şeyler. Bu diziyi kenara alıp yerine 11 numaralı oyuncu Yattara’ yı koyalım :D
3- Kavak Yelleri : Dizinin adını aslında ağzıma alamadığım farklı bir şekilde değiştirmek lazım. Kimin eli kimin belinde belli değil. Başlarda çok güzel bir diziydi fakat reyting uğruna harcandı gitti..
4- Doktorlar: Yine en imanlısı bu dizi denilebilir, konusuna baktığınızda yukardakilerle aynı aslında tek fark, olayların hastanede gerçekleşmesi, buda senaryoyu yazan abimizin fetişistik duygularından ileri geliyor diye düşünüyorum..
5- Asi : Köy, dağ, bayır, ova bilmemne.. Aşk burda da aynen kaldığı yerden devam ediyor ve bu reytinglerlede devam etmemesi mümkün değil. Uzadıda uzadı pehhhh.
6- Annem : Kanser, verem ve hepatit ! Ama aşk kural mekan zaman tanımıyor işte, okadar uzadıkı filmin ilk bölümleri unutuldu artık kimin ne olduğunu izleyende bilmiyor.

Aklıma bir çırpıda bunlar geldi, şimdi diyceksinizki demekki sende izliyorsun ki biliyorsun. Eşim bunları izliyor bende haliyle yanında olduğum zamanlarda izlemek durumunda kalıyorum (her nekadar ortamdan kaçmaya çalışsamda kaçamıyorum :)) Tüm dizilerdeki olacakları kendisine bir bir izah ettim, zaman içinde dediklerimde bir bir çıkıyor. Tahmin etmek zor değil. Görüldüğü üzere konular hep aynı izledikten sonra insanların ayarları kayıyor. Acaba Ferhun’ de bir dahaki bölümde kimle yatacak ! Yada Asi nezaman evlecek gibi.. Ehhh çok uzadı yaa esasında bunlardan çok daha farklı yazasım vardı ama frenledim gene, eğer itirazı veya içimden esasında neler geçtiğini öğrenmek isterse haber etsin..